“Geyik Muhabbeti” gerilerde kaldı diyenler olabilir. Ama artık “Laforizmalar” var. Ve Cihan Demirci üretmeye devam ediyor.
Mizah yazarı ve karikatürcü Cihan Demirci’yi tanıyanların aklına ilk önce “GEYİK MUHABBETİ” gelir. Çünkü kavramı 80’lerde Türkçeye ve argoya kazandıran odur.
80’lerde çaktırmadan “GEYİK MUHABBETİ”ni dilimize sokan, sonrasında bunu yeni denenen bir mizah tarzı olarak gazete-dergi ve eklerde sürdüren Cihan Demirci, ardından bu tür kısa-özdeyiş tarzı esprilerine “ESPİRİN”adını takmış, en sonunda da “AFORİZMA”dan türettiği”LAFORİZMA” sözcüğünü kullanıma sokmuştur.
An gelir karşılıklı bir monologtur(!) Laforizma, an gelir zihni açan bir paradigma, an gelir müthiş bir coşku ifade eder, an gelir alınyazısı gibi düşer beynimize, an gelir üç yüz sayfada anlatılan bir derin metne, iki-üç satırıyla karşı durur ve o iki-üç satırla üç yüz sayfalık bir hedefi vurur!..
Laforizmalar, aslında adına hayat dediğimiz bir filmin fragmanları gibidir ama o fragmanlar bazen bir filmin tamamına da bedeldir… Laforizmalar, işlerini zaman ve mekan savrukluğuna düşmeden yaparlar. Bazen bir labirent olur okuyanı içinde dolaştırır uzun süre, bazen bir bulmaca gibi saklar kendini, bazen bir matematik işlemine dönüşür ama insanı da sıkmadan, bazen ukalalığa düşmeden yol gösterici bir hal alır ve özellikle belli konuların üstüne tutar projektör vazifesi gören kelimelerini Laforizmalar’a ironinin gücü can katar, bir Laforizma’nın ulaştığı noktayı Sokrates’in şu bilinen şu sözü en güzel şekilde ifade edecektir: “Bildiğim bir şey varsa, o da hiçbir şey bilmediğimdir” Evet zaman zaman her şeyi bildiğini sanan insanoğluna da bir ayna tutar çoğu zaman Laforizmalar… Önemli olan sözde kısa ama düşüncede geniş olabilmektir..